O mavi leğen yok mu? Vay len vay!
O mavi leğen yok mu?
Vay len vay!
Leğende yıkanan nesil
İçerisinde bulunduğum nesildir. Hatta bir fotoğrafım bile var. Mavi leğende kardeşimle beraber yıkanıyoruz. Şimdiki çocuklar da küçük oyun havuzlarında aynısını yapıyor. Ama leğen başka. Leğeni devirmenin tadı bambaşka.
Oyuncaklarını mavi leğenin içinde yüzdüren nesildir. Sobanın karşısında yıkanan nesildir. Leğenin içinde doğru durmadığında annesi tarafından kafasına tas yiyen nesildir. Aynı zamanda taslara kafa atan nesildir.
Pazar akşamı annem, harlanmış banyo kazanının ve su buharının ısıttığı küçücük banyoda leğenin içine oturtur, kocaman beyaz sabunla güzelce sabunlar, kabak lifi ile iyice ovar durular, kurutur ve daha tam soğumamış yatağıma geri yatırırdı... Dünyanın belkide en huzurlu uykusunu uyurdum o zaman, mis gibi sabun kokulu rüyalarla...
Sokakta oynamayı yıkanmaya tercih etmiştir çoğu zaman. Kirinin aktığı leğende kayıkta yüzdürdüğü olmuştur. Leğenden çıkarken itina ile ayaklarını da durulamıştır. Mevsim kış ise annesi ona kıyamamış sobalı bölümde yıkamıştır çokkk tatlı nesildir çokkkk...
Büyüyünce seyrettiği pazar filmlerinde gördüğü kovboylardan olmuş nesildir. Daha sonra varillerde yıkanacaklardır. İşin şaka tanımı bir yana, bu nesil yıkanırken sürekli başını aşağı eğik halde tutar, mümkün mertebe kıpırdamamaya çalışır, bilir ki kımıldayınca annesi tarafından kafasına sabun darbeleri gelecek ve bu darbeler akabinde kaynar su ya da soğuk suya maruz kalacaktır. Annenin sıcak suyu carttadarak dökmesiyle "Yandım anam" bağrışları banyonun o güzel odun kokusuyla yankılanacaktır. Banyodan çıkıp sobanın yanına gitme mesafesinin hızını anlatamam. Güzel nesildik be arkadaşlar.
Beyaz sabunun kokusu, kazandaki yanan odunun kokusu burnunuzda değil mi?
Lütfi Albayrak