top of page

KAPU CAMi ve RAMAZAN


Konya'da bir anket yapılsa ve "Ramazan ve Konya deyince aklınıza ilk gelen şeyleri yazın" dense herhalde Kapı Camisi ilk sıralarda mutlaka olur.

Gerçekten şehrin kalbinin attığı yer olan Bedesten bölgesinin kalbi de Kapı Camisi'dir. Orta yaş ve üstü insanlar, bu güzel camiyi Tahir Hoca'nın (Büyükkörükçü) "Kapı Caminin muhterem cemaati" diye gürlediği vaazlarıyla özdeşleştirmiştir. Ve tabi hak dostlarının eksik olmadığı, her vakitte cemaatin arasına karıştığı camilerdendir. Ramazan’ın yaz aylarına geldiği yıllar başladıktan sonra ağaçların kaldırılıp meydana dönüştürülen Mevlana Meydanı da teravih namazları, Kadir Geceleri ve bayram namazlarının vazgeçilmez buluşma yerlerinden biri olmuştu ama Kapı Camisinin yeri her zaman ayrı oldu. Günün neredeyse her vakti tamamen dolan, Cuma günleri sokaklara taşan, Teravih namazları coşkuyla kılınan bu caminin farklı bir havası vardır. Ramazan Ayı,

Kapı Camisine ayrı bir güzellik katar. Her kıyamda, omuz omuza duran Müslümanların birlikteliği, her rükuda yaradana saygının baş- langıcı, her secdede saygı ve ötesi acziyetin zirvesi vardır. Ünver Güngör Hocanın o davudi sesiyle kıldırdığı hatimli namaz nasıl coşturur insanı. Ayaklarının ağrısına, şeytanın vesvesesine o muhteşem ses ve kıraat, kalkan tutmasını sağlar cemaatin. Kuran bülbülü, özenle seçilmiş müezzinlerin coşkulu kametleri, salat-ı ümmiyeleri, ilahileri nasıl bir tad bırakır namaz aralarında...

Vakit namazlarını ve teravihi anladık da bu maneviyat merkezinde yaklaşık bir saat süren teheccüd namazı bile neredeyse dolu şekilde kılınıyor. Cami merkezli hayatın en güzel örneklerinden biri gerçekten Kapı Camisi ve gelenekleri. Genç hafızların kıldırdığı teheccüd namazında da hatim iniliyor. Bir günde 8 rekat, rekatta 3 sayfa okuyunca dakikalarca kıyamda beklemek, artık tasavvuftaki çile ibadetlerini hatırlatmaya başlıyor. İki rekat kılıp çıksanız bile o teheccüd namazının verdiği huzuru başka nafilelerde bulmak gerçekten zor. Peygamberimiz bu yüzden bu güzel namazı övmüştür. Teravihin ardından biraz sohbet, çay, kahve muhabbet... Ama o bölgeden ayrılmadan... Sonra Teheccüde dostlarla gidip ardından bir yerde sahur yemeği yiyip sonra da sabah namazına tekrar Kapı Camisine gelirseniz artık dört dörtlük olur. Özellikle Kadir Gecesinde böyle yapan bir çok Konyalı var. Hadi biraz da gündüze bakalım. Konyalı hacemmilerin en çok uğradığı mekanların başında gelen Kapı Camisi, Ramazan'da bir başka olur. Ağaçların gölgesinde iftar düşleri gören emekli amcalar, bir yandan da namaz vaktini beklerler. Öğleye doğru evden çıkıp şehrin kalbi olan Bedesten'e gelen eski top- raklar, öğlen namazını kıldıktan sonra ikindiye kadar omuz omuza ya da sırt sırta verip sohbet halkaları oluşturur. Gündemde neler olmaz ki... Siyaset, ticaret, marifet, kuşlar, bö- cekler, neler, neler... İkindiyi de kıldılar mı Kayalıpark’ın oradan otobüslere binerek evlerinin yolunu tutarlar. Kapı Camisinin Cuma geleneği de bir başkadır. Her Cuma sabah namazı cami tamamen dolar. Namaz sonrası kimi işine gider, kimi camide kalıp hocaların sohbetini dinler kimi de dostlarıyla kahvaltı ve özellikle yağ somunu geleneğini yaşatır. Okurken “şunu da yazsaydın” dediğiniz şeyler olduğunu biliyorum ama Kapı Camisi ve Konya ilişkisi anlatmakla zor biter. Rabbim eskiden olduğu gibi hayatımızın merkezine camileri koysun. Sağlıcakla kalın...

-Selman Selim Akyüz

Comments


Seçme Yazılar...
bottom of page