top of page

Konya’da Ne Yenir?

Konya’ya her ne maksatla gidiyor olursanız olun, yeme-içmeye ayrıca bir yer hazırlayın.

Selçuklu ve Mevlevi mutfağı örneklerinden, günümüz Konya yemeklerine kadar tüm lezzetler nefis.

Çeşit çok zengin olmasa da yapılan her yemek kendine özgü ve hepsi doğal malzemelerle yapılıyor.

Bamya çorbası,

fırın kebabı ve etliekmek

en bilinen yemekler arasında yer alıyor.

1907 yılından günümüze hizmet veren Kebapçı Hacı Şükrü, Konya mutfağı denildi mi, ilk akla gelen isimlerin başında geliyor. 100 yılı aşkın süre önce Hacı Şükrü’nün kendisi tarafından açılan Fırın Kebapçısı, şu an üçüncü kuşak olarak hizmet vermeye devam ediyor.

Sabah 11.00 ile öğleden sonra 16.00 arası açık olan Hacı Şükrü’de sadece fırın kebabı yapılıyor.

Kuzu etinin kol, döş, kaburga, but, gerdan gibi farklı bölümleri, kendi yağında, geniş bakır tepsilerde, özel taş fırında pişiriliyor. 55 senelik fırın kebabı ustası olan Adem Usta bir bir anlatıyor nasıl yapıldığını.

Taş fırın pideleri üzerine gramaj hesabı porsiyonlanarak servis ediliyor.

50 gr isteyen de var 200 gr isteyen de…

Adem Usta’nın dediğine göre arada sırada 500 gr ila 750 gr arasında yiyen de çıkıyormuş.

Pideleri karşı komşuları olan ekmek fırınından alıyorlar.

Az yağlı dediniz mi, az yağlı porsiyonlıyorlar.

Eski dükkanları Devri Cedid Mahallesi’nde, bir de Yeni Meram’da açmışlar, daha büyük, kalabalık gruplar için ideal. Ben eski yerlerine gittim. İki katlı ama küçük, samimi bir yer. Kebaba diyecek laf yok.

Nefis, lokum gibi, hani derler ya ağızda eriyor diye işte tam öyle.

Tatlı olarak kadayıf ya da Konya’ya özgü, tatlı olarak çok önemli bir yere sahip olan saç arası var.

Saç arası incecik baklava yufkası gibi açılıp, arasına kaymak koyulup üzerine bol tereyağ ve son olarak şerbet ile yapılan nefis bir tatlı.

Hacı Şükrü, fırın kebabının olduğu gibi saç arası tatlısının da hakkını veriyor.

Konya’ya gelip de etli ekmek yemeden dönmek olmaz.

Konya merkezde bulunan Bolu Lokantası ve Nalçacı, Meram, Selçuklu’da şubeleri bulunan Cemo’da en lezzetli etli ekmekleri yemek mümkün.

Bolu Lokantası küçücük, sadece etli ekmek yapıyor.

Kıymalı, Mevlana, bıçak arası ve peynirli çeşitleri var.

Bıçak arası denilen, elde kıyılan kıyma ile yapılıyor, dolayısıyla eti daha irice.

Mevlana hem kıymalı hem peynirli.

Hepsi birbirinden lezzetli yanında odun fırınında pişmiş nefis sivri biberlerle birlikte geliyor.

Bol köpüklü ayran siz sormadan masaya konuyor.

İstemedim derseniz, garsonunuzu şaşırtır, “ama çok yakışıyor” cevabını alırsınız.

En iyisi hiç söz etmeden gelen ayranı için çünkü gerçekten çok yakışıyor.

Meşhur Kadınlar Pazarı’nın orada yer alan Halıcılar Sokağı’nın tam karşısında Efe Çorba var.

1930′dan bu yana

sabah 4.30 öğlen ile 14.30 arası açık olan

Efe Çorba’da, adından da anlaşılacağı üzere sadece çorba var.

Bamya,

kelle paça,

tutmaç,

mercimek,

ezogelin,

yayla,

beyin,

ovmaç çorbası

ve işkembe çorbası çeşitleri mevcut.

Turistlerin pek bilmediği, yerli halkın ise çok sevdiği bu çorbacı sabah kahvaltısı niyetine çorba içmek için ideal yerlerden biri.

Tirit her ne kadar Konya ile bütünleşmemiş gibi gözükse de, Mevlevi mutfağını incelediğinizde o dönemlerde de bölgede yapıldığı görülüyor.

Tirit dendi mi, merkezde bulunan Tiritçi Mithat işin piri.

Kotun eti ve tandır ekmeğinden yapılan tiriti, Mithat’ta erken saatlerde yemek gerekiyor, zira ilerleyen saatlerde çok meşhur olan bu restoranda yer bulmakta güçlük çekebilirsiniz.

11.30′dan evvel servis vermiyor.

Tiritçi Mithat’ta sadece tirit, tatlı olarak da zerde tatlısı bulunuyor.

Marangozlar Sanayi Sitesi içinde bulunan Köfteci Sofu,

Konya parmak köftesi yemek için doğru adres.

Köfteci Sofu 1994 yılında açılmış.

Köftenin dışında kuzu ve tavuk şiş var.

Ama en çok köfte yeniyor.

Kendi besledikleri kuzu ve koyunlardan yapılan parmak köfte %80 et, %20 de kuyruk yağı içeriyor. “Kuyruk yağı olmadan köfte olmaz” diyor Sofu İsmail.

Masaya oturur oturmaz roka, sumaklı soğan, salata, acılı ezme ve cacık geliyor sıcacık tombik pideler eşliğinde. Sonrasında köfteler…

Bu köfteleri yerken durdurabilene aşk olsun.

Günlük 25-26 kg kadar köfte satılıyormuş.

Çoğu restoranın aksine akşamları da açık, özel gruplara da yemek servisi veriyorlar.

Tüm bunlara ek güler yüzlü ve sıcak servis çalışanları eklenince Köfteci Sofu, Konya’ya gelindiğinde gidilecek ilk adreslerden biri haline geliyor.

Kahvenin yanında ikram ettikleri özel yapım naneli lokumu da unutmamak gerekir.

Çok beğendim diyince 1 kutu hediye edecek kadar da misafirperverler.

Ne yapın edin Konya’ya karnınız çok aç gidin.

(İnci Özay Hatipoğlu) Son Mastori-Letsgodergi.com

Seçme Yazılar...
bottom of page